15 Nisan 2015 Çarşamba

Cayır Cayır Yandığımız İki Gūn

Anne olmak zor, zanaat. Hele bir çalışıyorsanız, herşey daha da zor. Yalnızsanız cevrenizde kimse yoksa zorluk derecesi daha da artıyor...

Babalar çocuğu hastaneye getirir, ilaç getirir, su getirir ancak anneler çocuğun hep başındadır. Tüm zorluklarla, mücadele etmek zorunda olan annelerdir. Dün gece oğlum çiş yaptığı için neredeyse timsah yürüyüşü yaparak sevincimi gösterecektim. Tahlil için verilen poşeti çocuğun pipisine takalı beri tam iki saat geçmişti.... Su içmemekte direnen, her söylenilene hastalığın etkisi ile olumsuz tepki veren Efe beyin altın yumurtlayan kaz misali işemesini bekliyorduk. Bizden sonra gelen trim hastalar 20-25 dakikada bu eylemi tamamlayarak gidiyorlardı. Neyseki iki saati birazcık geçerken biz de eylemimizi tamamlayarak tahlil için verilen poşeti idrar ile doldurduk.

Hastanelerde anlıyor insan, türlü zorluklarla geçen hayatlar olduğunu. Yoksa her şey yolundayken, hayat rutininde akip giderken pek düşünmüyoruz hastaları, hastalıkları...
40 derecenin altına düşüremedigimiz ateş ile dün geceden bu yana hastane koridorlarındayız. Bir tarafta canınızdan bir parça, diğer tarafta doktorların duygusuzluğu... Bir ata neredeyse o televizyonlarda izlediğimiz sağlık personeline saldıran eşkıyalara hak verecek gibi oldum. 2.5 yaşında 40 derece ateşli bir çocukla gittiğimiz özel ve devlet hastanelerindeki cevap akıllara zarardı. 10 yaşından küçük çocuklara bakmıyorlarmış. Aklınızda olsun.
Sağlık ve sevgi dileklerimle.


0 yorum:

 

design by suckmylolly.com